-
Ağlamaklı bakma.
لا تكتئب هكذا
-
- Yapışkan, hassas, ağlamaklı.
تتحدثى كا الأطفال ؟
-
Biraz ağlamaklıyım da.
.أشعـر أنّي أريـد البكـاء
-
- Ağlamaklı oldun mu?
- لا - هل أحسست بالبكاء؟
-
- Yapışkan, hassas, ağlamaklı.
متماسكه , فقير , رزله
-
Daha ağlamaklı, daha etkileyici.
أكثر حزناً وكئابة
-
"Ağlamaklı marşın solmakta."
كيتس من كتب ذلك
-
"Ağlamaklı marşın solmakta."
النشيد يتلاشى
-
Oh! Ağlamaklı Kurt Gözler?
أعين الذئب الحزينة؟
-
İnci'den ağlamaklı sesler geliyordu.
اللؤلؤة" كانت تترنح وتنحرف بعنف"