ejemplos de texto
  • Gider peyderpey sakin diri bedeninden
    ...إنها تطوف عبر
  • ( Kur ' an ) yeri ve yüce gökleri yaratan Allah tarafından peyderpey indirilmiştir .
    « تنزيلا » بدل من اللفظ بفعله الناصب له « ممن خلق الأرض والسماوات العلى » جمع عليا ككبرى وكبر .
  • ( Kur ' an ) yeri ve yüce gökleri yaratan Allah tarafından peyderpey indirilmiştir .
    هذا القرآن تنزيل من الله الذي خلق الأرض والسموات العلى .
  • Biz onu , Kur ' an olarak , insanlara dura dura okuyasın diye ( ayet ayet , sure sure ) ayırdık ; ve onu peyderpey indirdik .
    « وقرآنا » منصوب بفعل يفسره « فرقناه » نزلناه مفرقا في عشرين سنة أو ثلاث « لتقرأه على الناس على مكث » مهل وتؤدة ليفهموه « ونزلناه تنزيلا » شيئا بعد شيء على حسب المصالح .
  • Biz onu , Kur ' an olarak , insanlara dura dura okuyasın diye ( ayet ayet , sure sure ) ayırdık ; ve onu peyderpey indirdik .
    وأنزلنا إليك -أيها الرسول- قرآنًا بيَّناه وأحكمناه وفَصَّلناه فارقًا بين الهدى والضلال والحق والباطل ؛ لتقرأه على الناس في تؤدة وتمهُّل ، ونَزَّلْناه مفرَّقًا ، شيئًا بعد شيء ، على حسب الحوادث ومقتضيات الأحوال .
  • Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik . Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında , onlar bu peygamberi yalanladılar ; biz de onları birbiri ardından yok ettik ve onları ibret hikayelerine dönüştürdük .
    « ثم أرسلنا رسلنا تتراً » بالتنوين وعدمه متتابعين بين كل اثنين زمان طويل « كلما جاء أمة » بتحقيق الهمزتين وتسهيل الثانية بينها وبين الواو « رسولها كذبوه فأتبعنا بعضهم بعضاً » في الهلاك « وجعلناهم أحاديث فعبداً لقوم لا يؤمنون » .
  • Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik . Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında , onlar bu peygamberi yalanladılar ; biz de onları birbiri ardından ( yokluğa ) yuvarladık ve onları efsâne yaptık .
    « ثم أرسلنا رسلنا تتراً » بالتنوين وعدمه متتابعين بين كل اثنين زمان طويل « كلما جاء أمة » بتحقيق الهمزتين وتسهيل الثانية بينها وبين الواو « رسولها كذبوه فأتبعنا بعضهم بعضاً » في الهلاك « وجعلناهم أحاديث فعبداً لقوم لا يؤمنون » .
  • Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik . Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında , onlar bu peygamberi yalanladılar ; biz de onları birbiri ardından yok ettik ve onları ibret hikayelerine dönüştürdük .
    ثم أرسلنا رسلنا إلى تلك الأمم يتبع بعضهم بعضًا ، كلما دعا رسول أمته كذبوه ، فأتبعنا بعضهم بعضًا بالهلاك والدمار ، ولم يَبْقَ إلا أخبار هلاكهم ، وجعلناها أحاديث لمن بعدهم ، يتخذونها عبرة ، فهلاكًا وسُحْقًا لقوم لا يصدقون الرسل ولا يطيعونهم .
  • Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik . Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında , onlar bu peygamberi yalanladılar ; biz de onları birbiri ardından ( yokluğa ) yuvarladık ve onları efsâne yaptık .
    ثم أرسلنا رسلنا إلى تلك الأمم يتبع بعضهم بعضًا ، كلما دعا رسول أمته كذبوه ، فأتبعنا بعضهم بعضًا بالهلاك والدمار ، ولم يَبْقَ إلا أخبار هلاكهم ، وجعلناها أحاديث لمن بعدهم ، يتخذونها عبرة ، فهلاكًا وسُحْقًا لقوم لا يصدقون الرسل ولا يطيعونهم .
  • Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik. Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldigi her defasinda, onlar bu peygamberi yalanladilar; biz de onlari birbiri ardindan (yokluga) yuvarladik ve onlari efsâne yaptik. Artik iman etmeyen kavmin cani cehenneme!
    ثم أرسلنا رسلنا تترى كل ما جاء أمة رسولها كذبوه فأتبعنا بعضهم بعضا وجعلناهم أحاديث فبعدا لقوم لا يؤمنون