Examples
  • Mevcudiyetinin sebebiyle.
    .هو السببُ الوحيد لوجودكِ الأن
  • Senin mevcudiyetini anlayamadım.
    أما وجودك، فلا أفهم له داعياً
  • Bütün ırklar mevcudiyetten silindi.
    لقد تهاوى التاريخ مخلوقات بأكملها مُحيت من الوجود
  • Geçmişi araştırarak, mevcudiyetimizi zenginleştirebiliriz.
    بالبحث في الماضي قد نثري حاضرنا
  • Bir mevcudiyet daha hissettim.
    شعرت بحضور مؤكد
  • Ama mevcudiyetin aksini gösteriyor.
    تواجدك هنا يدل على خلاف ذلك
  • Ama oradaki mevcudiyetim engel olacak.
    ولكننى اشعر ان وجودى هناك سوف يفعل شئ
  • Bütün mevcudiyetleri koca bir yalan.
    وجودهم الكامل مجرد كذبة
  • Bunun sonucu olarak mevcudiyetim çürüyor.
    .عاقبته تهدّ كياني
  • Mevcudiyetinizle bizi onurlandırmanızı rica ediyoruz.
    نتضرع بأن تشرفونا بوجودكم