Examples
  • Seni yanımda getirmek için.
    لأجلبك معي
  • Avukatınızı yanınızda getirmek isteyeceksinizdir.
    .يجدر بك اصطحاب محاميك
  • Belkide onu yanlarında getirmek istememişlerdir.
    ربما لم يشاؤ ان يحضروها معهم
  • Cidden yanında getirmek zorunda mıydın?
    هل توجب عليك إحضاره معك؟
  • Cidden yanında getirmek zorunda mıydın?
    أول نقطة لفريق نيو إنجلند
  • Rose'u yanımda getirmek beni bu yüzden endişelendiriyor.
    لهذا السبب أنا قلق من مرافقت (روز) لي
  • Parmağım içine sıkıştı, yanımda getirmek gerekti.
    أنا آسف ، إصبعي علق بالخرطوم وكان على إحضاره معى
  • Bu şeyi, yanında, yatağa getirmek zorunda mısın?
    هل يجب أن تحضري هذا الشيء معك للفراش؟
  • Yani iddiadan vazgeçildi. Yanımda kimseyi getirmek istemiyorum.
    لذلك التحدي غير مقبول لا اريد بطاقة اضافية
  • Yanımda Gemma'yı da getirmek istiyorum.
    " آمل إحضار " جيما