مُحْتَرِف {ج مُحْتَرِفُون}
Examples
  • Aynı zamanda da zanaatçıydı.
    لقد كان حرفي
  • Bilirsin, bir artistin ruhu, usta bir zanaatçının elleri.
    انظري ، ألم تريدين دائما أن تأكلي لكن لم تفعلي ذلك لسبب تافه ؟
  • Bilirsin, bir artistin ruhu... ...usta bir zanaatçının elleri.
    ولكن بجد .. ما أمر ذلك الشريط ؟ - لا لا اجلس - تعال يا بارني - تعال - اجلس !ِ
  • Bilirsin, bir artistin ruhu, usta bir zanaatçının elleri.
    حسناً، تعرفين، روح المهندس أيدى حرفى ماهر
  • Alabama'nın baharını kutlamak adına... ...zanaatçı kokteyline ne dersin?
    ما رأيك فى كوكتيل الحرفي (للأحتفال بقدوم الربيع فى (ألاباما
  • Ve böylece Müslümanlar, Orta Çağın en büyük tüccarları oldular. Aynı zamanda da en büyük zanaatçıları.
    بالنسبة لأناس مثلنا وأجوائه الوفيرة بالماء
  • Yalnız en modern donanımın kullanıldığı DEF'in... son derece yetenekli ve tecrübeli... zanaatçı ve ustalardan oluşan personeli... eşsiz bir kaliteye sahip ürünler yaratmakta... ve bana mutlak bir güven ve gururla... rakiplerimin hiçbir alanda erişemeyeceği bir... komple sahra ve mutfak eşyaları portföyü sunma imkânı sağlamaktadır.
    لقد تم في تجهيزه استخدام الوسائل الحديثة و مجموعه من الحرفيين و ذوي الخبره لينتجوا سلع فريده من نوعها و ذات كفاءه