-
Birisi bunu tezgahlamak için epey zahmete girmiş.
وقع أحدهم في كثير من .المشاكل ليفعل هذا
-
Yani eşinin ölümünü tezgahlamak zorunda kaldın.
لذا قد كان عليك .أنّ تُلفِق عملية مقتل زوجتِك
-
Yani eşinin ölümünü tezgahlamak zorunda kaldın.
إذن كان عليك تلفيق مقتل زوجتك
-
Özledim seni, minik ayıcık. Seninle kavga tezgahlamak çok seksi.
.اشتقتُ إليك يا عزيزي - .الشجار الزائف معكِ مثيرٌ جدّاً -
-
Benjamin, oğlunun uygunluğunu korumak amacıyla strateji tezgahlamak için aramış.
لقد إتّصل (بنجامين) لإبتكار إستراتيجيّة (لحماية أهلية (برايان
-
Birisinin ölümünün tezgahlamak ayrıntılara gereken özeni göstermekle ilgilidir.
تزييف موت شخص يتعلق بجعل التفاصيل دقيقة