Examples
  • Çocuklarımızın hayatını tehlikeye sokmak istemem.
    لا أستطيع , يجب أن أصل لمن فعل ذلك
  • Başka kimseyi tehlikeye sokmak istemedim.
    فقط لا اريد أن اضع اي شخص آخر بخطر
  • Gelemem. Çocuklarımızın hayatını tehlikeye sokmak istemem.
    لا أريد أن أضع أطفالنا في خطر
  • "Şirketi tehlikeye sokmak" mı? Haydi ama!
    - لويل - و يضع الشركة في خطر؟ أعطني استراحة لعينة
  • Thranduil kuzeyden gelen ejderha için hısımını tehlikeye sokmak istemedi.
    .ثراندويل) لم يكن ليخاطر بعشيرته ضد ضراوة التنين)
  • Thranduil kuzeyden gelen ejderha için hısımını tehlikeye sokmak istemedi.
    لم يرد شعب الثرانديل تعريض بقائه للخطر بمواجهة غضب التنين
  • Yani düşmanımızla çatışmaya girip bu gemiyi tehlikeye sokmak.
    أريد الصدام مع العدو و ووضع هذه الغواصة في طريق الخطر
  • Seni böyle bir tehlikenin içine sokmak istemiyorum.
    لا اريد ان اضعكِ في ذلك النوع من المخاطر
  • Lana, Clark anlaşılması kolay olmayan biri... ...ama asla seni tehlikeye sokmak istemedi.
    لانا أنا أعلم بأن كلارك ليس دائماً الشخص الأسهل لكي تفهميه ولكن هو أبداً لم يقصد بأن يضعك في موقف خطير
  • Daha çok şey anlatmak istiyordu ama beni tehlikeye sokmak istemedi. Onbaşı Finn'i en son ne zaman gördünüz?
    كان يقول أن مهامه في غاية الاهمية والخطورة ولم يكن يرد تعريضي للخطر