Examples
  • Tatilini zehir etmek istemiyorum. Rachel`inkini de.
    لا اريد افساد عطلتها و كذلك راتشيل
  • Buraya gelip tatilinizi berbat etmek istemezdim.
    لم أقصد أن آتي و أفسد عليك عطلتك
  • Tatillerden nefret etmek için başka bir sebebe ihtiyacım olacak.
    ان هذا لا يحتاج لاسباب حتى اشرح لماذا اكره الاجازه
  • Tatili hak etmek için daha uzunca bir süre çalışman gerekiyor.
    يجب أن تكوني قد أمضيتي وقتاً أطول لتطالبي بإجازة
  • Size Otelimde 1 hafta tatil hediye etmek istiyorum. Nerede isterseniz...
    وسيعنى لي الكثير ان قضيتم اسبوع في اي من منتجعاتي
  • Bayram tatili, evlat. Hareket etmek lazım.
    إنها عطلة الرابع من تموز, علي أن أذهب
  • Laboratuvarında tatil yapmaya devam etmek istiyordum.
    كنت أمل ان أتابع اجازتي في مختبرك
  • Bana yardım etmek değil, tatil yapmak istedin.
    سوف اقوم بارجاعهم نعم , هذا ما سافعله
  • DNA örneği toplanması için bir tatil günlerinden feragat etmek istiyorlar.
    يريدون التبرّع بيوم إجازة لمساعدة دفع تكاليف المسح للحمض النوويّ
  • Bu doğuş canlandırmalarını sabote etmek tatillerde yaptığım bir şeydir.
    المرح هو ما افعله في العطلات تعامل مع هذا