-
- Tartışılmaz bile.
من الواضح - و الان انه الوقت لكلينا
-
Yeteneği tartışılmaz.
وهذا ليس من أيامها
-
İş tartışılmazdı.
الاعمال لا تُناقش
-
- Tartışılabilir. - Tartışılmaz.
.هذا محل خلاف - .إنه ليس محل خلاف -
-
Ve bu tartışılmazdı bile.
حتى هذا التشبيه ليس قريبا من الحقيقة
-
Hakikat en tartışılmaz savunmadır.
الحقيقة دفاع مطلق
-
Zevkler ve renkler tartışılmaz.
ليس هناك أهمّية للذوق
-
Projeye kattığın değer tartışılmaz.
و كنت ذات قيمة عالية للمشروع
-
Seninle de asla tartışılmaz.
أنا لا أستطيع التحدث إليك
-
Denizlerin Tartışılmaz Hakimi
!بلا منازع سـيد البحار