Examples
  • 1500'e talim etmek zorunda değilsin.
    لنقل ... لنقل انه لم يكن عليك ان تطالب بألف وخمس مائة دولار
  • Tüm bunlar bittiğinde daha ucuzuna talim etmek zorundayız.
    سيتعيّن علينا شراء الرخيص بعد إنتهاء هذا كله
  • - Bu düşük limitli şeye lanet olsun. Birşeyler yiyebilir miyiz? - Makarna barına talim etmek zorundayım.
    تبا لهذه القوانين اللعينة هلا ذهبنا لنأكل شيئا
  • Bir sonraki gün Lindsay, bir askeri talim olacağını duydu... ...anayasal haklarını talim etmek için bir protesto grubuna katıldı.
    اليوم التالي، ليندساي، بَعْدَ أَنْ مسموع حول a تمرين عسكري. . . إنضمَّ إلى a مجموعة إحتجاج وذَهبَ إليه مارسْ حقوقَ تعديلِها الخاصةِ الأولى.