طَلَبَ {[ُ طَلَباً]}
Examples
-
Sigortadan talep etmek istemiyorum.أرجو ألا تطلبي شركة التأمين
-
İdamımın ertelenmesini talep etmek zorundasın.عليك أن تطلب تأخيراً لإعدامي
-
- Temyiz talep etmek için bir mektup.رسالة لطلب استئناف الحكم
-
Bay Brigante'ye konuşma hakkının verilmesini talep etmek makuldür.من المعقول ان تلبي طلبه في الحديث
-
Akrabası olarak herhumun mallarını talep etmek bu durumda hakkınız.فى هذا الوقت يعتبر احدى حقوقك ان تطالبى بأملاكه
-
Buna talep etmek denir millet. Gidin ve tedarik edin!يدعى هذا بالطلب أيها القوم . و الآن أمدوهم به
-
Bu nedenle bazı detayların da kayıtlara geçirilmesini talep etmekteyiz.وبسبب هذا نتوقع أن تضاف تفاصيل الي ملفه عندما يُخلي سبيله
-
Siyahî insanlar... ...hak talep etmek üzere örgütlenmeye başlar.المواطنين السوّد قاموا بتنظيم صفوفهم .ليطالبوا بحقوقِهم
-
Efendim, sizden sakin olmanızı talep etmek zorunda kalacağım. Tamam..حسنا. انا هادئ. انا هادئ تماما
-
Ama bunun için serbest görüşme odası talep etmek lazım.لكنى يجب أن أطلب مقابلة . وجهاً لوجه