رَاعَى {[َمُرَاعَاة]}
Examples
  • Riayet etmek için iki dakikanız var.
    لديك دقيقتان لتأكيد إنصياعك
  • Vekaleten müdür olmanın bir parçası da, komuta zincirine riayet etmektir.
    ...وجزء من عملى كمديرة هو أن أحترم السلسلة القيادية
  • Generale, isteklerine riayet etmekte gönülsüz olduğunuzu mu söyleyeyim?
    هل أخبر الجنرال بعدم طاعتكم؟
  • Riayet etmek için iki dakikanız var. Teklifi reddetmeniz varlığınızın yok edilmesiyle sonuçlanacaktır.
    لديك دقيقتين لتأكيد التزامك وأما رفضك لفعل ذلك سيؤدي لإبادتك