رَضِىَ {[َرِضًا]}
Examples
  • Razı olmakla iyi ettin.
    كنت صائباً حين غيرت رأيك أيها الفتى
  • Razı olmak zorundasın.
    .فكان عليّ بالتثبيت للإستسلام
  • Acı çekmeye razı olmak.
    السماح للألم بأن يحصل
  • 50 binlik ödemeye razı olmak?
    وافق على 50 ألف من مالنا؟
  • Hayır, yeterli değil, gümüşe razı olmak durumunda.
    لا، هذا لا يكفي. ستأخذ الفضية.
  • Eskiden inandığımız şeylerden vazgeçmeye razı olmak zorundayız.
    يجب أن نكون مستعدين للتخلي .عن ماكنّا نؤمن به
  • Tek yapman gereken kalmaya razı olmak.
    .كل ما عليك فعله هو أن توافقي على البقاء
  • Razı olmak veya evliliğin kocama darılarak bitmesini istemiyorum.
    تم إعدادها للفحص؟
  • - Gerçekten buna razı mısın? - Razı olmak mı? Bu hayatımın fırsatı.
    هل أنت متأكدة من موافقتك؟- إنها فرصة العمر،سأنال ترقية من أجلها-
  • Benim için çalışacaksan,... ...yanılmaya ve kaybetmeye razı olmak zorundasın.
    إن كنتِ ستعملينَ معي عليكِ أن ترغبي بأن تكوني مخطئة أن ترغبي بالخسارة