Examples
  • Bana Roz'u bağlar mısınız? Ben onun manikürcüsüyüm. Randevu vermek için aradım.
    أَنا hermanicurist. دَعتْ إلى تعيينِ.
  • Anlıyorum, ama sizin için yapabileceğim en iyi şey bir randevu vermek olur, ki bunu yapsam bile bugün bir acil Medicaid kartı alamazsınız.
    أفهم ذلك لكن الأن لا يسعني سوى تعيين موعد ولن تنالا البطاقة الطبية اليوم
  • Geleneksel sitcom'lar her gün aynı durumda güldürür... tıpkı kendi boru tesisatınızı onarmak ya da iki kişiye birden dans için randevu vermek gibi.
    المسلسلات الهزلية التي تضحك منها من مواقف الحياة اليومية مثل محاولة إصلاح شيء بسباكتك أو دعوة موعدين إلى نفس الرَّقص
  • Genellikle erkek tarafı... ...randevuya davet etmeye karar vermekle başlar.
    شجاعة الرجل تقليدياً ستكون الكلام أنه قرر أن يطلُب
  • O yüzden size, bugün Mohawk'la olan randevuyu... ...erteleyeceğimizi haber vermek istedim.
    لذا أردت أن أتأكد أنك على دراية بأننا سنؤجل