Examples
  • Parıltılı smokin.
    جلد لامع
  • Taşlarla parıltılı.
    مبهرة مع أحجار الراين
  • Perdeleri parıltılı.
    اللمعان في الشاشة
  • Parıltılı tüyleri, dalgalanan yelesi.
    غطاءه اللامع، شعره المتدفق
  • Parıltılı an mı?
    ! احذر للعابك
  • - Hayır, ama parıltılı.
    لا، لَكنَّه برّاق.
  • Bu parıltılı çamaşırınla olmaz.
    ليس بهذا السروال السحري الذي ترتديه
  • Vay! Parıltılı smokin.
    بزة لامعة
  • Vay! Parıltılı smokin.
    بزة لماعة
  • - Hayır, ama parıltılı.
    هل رائحته جميلة كلا