Examples
  • Burası paramparça olmak üzere.
    .هذا المكان على وشك التفكك
  • Paramparça olmak, çok ani bir ölüm.
    أمّا التقطيع إربا يبدو مفاجئا
  • Ryan Shay'ınki ise paramparça olmak üzereydi.
    بينما تعريفي للأسره قد توسعت فجأه
  • Çivi bombasının patlamasıyla paramparça olmak istemiyorsanız... ...devam etmemizi öneririm.
    الا إذا كنتم بدكم تتقطعوا لما تنفجر قنبلة المسامير هذه شدو عزالكو أحسن
  • Dışarıda paramparça olmaktansa gerçek bir erkek tarafından... ...vurulmayı tercih edermiş.
    يفضل بأن يقتل على يد رجل حقيقي بدلاً من أن تمزقه تلك الأشياء التي هناك
  • Lucas gibi bir kardeşe sahip olmak ailemi paramparça etti.
    أترك أختي " لوكاس " يدمر العائلة