قَدَّمَ {[ِتَقْدِيِمًا]}
Examples
  • - Önden sürmek? - Konvoyun önündeki araç.
    تولي القيادة ؟ - قيادة شاحنة القافلة -
  • İyi hamle... ...Ashley'yi öne sürmek.
    فكره ناجحة تحط اشلي قدامه
  • İyi hamle... ...Ashley'yi öne sürmek.
    ... لمسة جميلة بوضع اشلي امامه لأن (سلفادور) ضعيف امام النساء
  • Her oyunda seni öne sürmek istiyorum
    يجعلني أريد تصعيد لعبتي
  • Her oyunda seni öne sürmek istiyorum.
    يجعلني أريد تصعيد لعبتي
  • Otoriteni öne sürmek için yapman gerekeni yapmalısın.
    يجب ان تفعل ماعليكَ لتؤكدَ سلطتكَ
  • Zaman kazanmak için onu öne sürmek gerekli.
    إنّها مسألة وقت .قبل أنّ نتبينها
  • Gitmem gerek, ama sizin için bir fikir öne sürmek istiyorum.
    علي الذهاب ولكني أريد أن أقول لك شيئآ
  • Herkes ona karşı çıktığında önden sürmek zorunda kalacağını biliyordu.
    كل واحد يعلم إن تجاوزه سيحمله تولي القيادة
  • Dürüst olmak gerekrise, sizi öne sürmek için çağırmıştım.
    لأكون صريحة، لقد دعوتكم لتخفيف الظعط علي