-
Ona karşılık vermek zorundayız.
حطموهم قبل أن يصلوا لنا
-
Fowler karşılığını vermek isteyecek.
سيريد "فاولر" أن يريهم مدى قوته ولذا فهو سيرد على الضربة الآن
-
Karşılık vermek zorundayız.
يجب أن نرد عليهم
-
Yani, karşılık vermek isterdim.
أعني، أريد أن أقولها لك أنا أيضاً
-
İyiliğinin karşılığını vermek istedim.
و أنا أردت أن ارد إليك المعروف
-
Karşılığını vermekten memnuniyet duyarım.
وسوف أعود لصالحه.
-
Karşılık vermek istemiş olabilir.
ربما حاول المقاومة
-
Ateşe ateşle karşılık vermek.
نحارب النار بالنار
-
Bazen karşılık vermek gerek.
احيانا، علينا أن نرد
-
Artık karşılık vermek zorundayız.
الآن علينا أن ننتقم