-
Tecavüzden itham etmek. Uygunsuz davranış.
.إتهامات بالإعتداء .سلوك غير منتظم
-
Bizi itham etmek istediğiniz şey için.
لماذا؟ لأى شىء أنت هنا لتتهمينــا به
-
Bizi itham etmek istediğiniz şey için.
لأياً كان السبب الذي ستتهميننا به
-
İsteyeceği son şey bir başkasını bundan dolayı itham etmek.
.وآخر شيء يرده هو فقدان رجل آخر
-
Onu polis olarak itham etmek fazla kolay olmuştu.
كانت طريقته سهلة جداَ ليبدوا كشرطي
-
Bölümü'nü ihlal etmekle itham ediliyorsunuz.
من قانون لجنة التجارة الاتحادية
-
Bölümü'nü ihlal etmekle itham ediliyorsunuz.
من قانون لجنة التجارة الفيدرالية
-
Ama ne yazık ki sizi hapisten kaçma suçuyla itham etmek zorundayım. Ne?
جميعكم ستحاكمون بتهمة الهروب من الحجز الفيدرالي
-
Ama ne yazık ki sizi hapisten kaçma suçuyla itham etmek zorundayım.
لسوء الحظ، سيكون علي اتهامكم جميعا بالفرار من السجن
-
- Eğer onları dolandırıcılıkla itham... ...etmek istiyorsan Danielle Marchetti'nin ifadesini almak zorunda kalacaksın.
اذا أردت أن تربطهم بعملية الاحتيال فيتوجّب عليك أن تستجوب دانييل ماركيتي