Examples
  • Peder hitap etmeden hitap etmeyin.
    لا تتحدث مع الأب إلا إذا حدثك هو
  • "Göze hitap eden ancak kulağa hitap edemeyen."
    سهل على العيون لكن ليس على الاذان
  • Mürettebata hitap ettiğimde, anlayacaksınız.
    عندما أخاطب الطاقم، ثمّ أنت ستفهم.
  • Mürettebata hitap ettiğimde, anlayacaksınız.
    عندما أُخاطبُ الطاقمَ .سَتَفْهمُ
  • Bana böyle hitap etme.
    لا تقل لي ذلك
  • Sana nasıl hitap edeceğim?
    بماذا اناديك؟
  • Bana adımla hitap edemezsin.
    لا تناديني بإسمي
  • Kitlelere hitap eder.
    . لديه الجاذبية الجماهيرية
  • - Ona nasıl hitap ediyorsun?
    ماذا أسميتيه؟ - .جيمي)، حسب اتفاقنا) -
  • Kadınlarımıza doğrudan hitap etmeyin.
    نطلب منك أن لا تكلم نسائنا أبداً