Examples
  • Bir de ( böylece ) Allah , iman edenleri günahlardan temize çıkarmak , kafirleri de helak etmek ister .
    « وليمحِّص الله الذين آمنوا » يطهرهم من الذنوب بما يصيبهم « ويمحق » يهلك « الكافرين » .
  • Bir de ( böylece ) Allah , iman edenleri günahlardan temize çıkarmak , kafirleri de helak etmek ister .
    وهذه الهزيمة التي وقعت في " أُحد " كانت اختبارًا وتصفية للمؤمنين ، وتخليصًا لهم من المنافقين وهلاكًا للكافرين .
  • Karşımda ordu olsa hepsini helak etmek! Sana on kalbim, yirmi kolum var diyorum.
    أريد جيشاً لأمزقه إرباً
  • Is basina geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çikarmak, ekini ve nesli helak etmek için kosar. Allah ise bozgunculugu sevmez.
    وإذا تولى سعى في الأرض ليفسد فيها ويهلك الحرث والنسل والله لا يحب الفساد
  • İşte şu kentler de zulmetmeğe başlayınca onları helak ettik . Onları helak etmek için de bir süre belirlemiştik .
    « وتلك القرى » أي أهلها كعاد وثمود وغيرهما « أهلكناهم لما ظلموا » كفروا « وجعلنا لمهلكهم » لإهلاكهم وفي قراءة بفتح الميم أي لهلاكهم « موعدا » .
  • Bir işe koyuldu mu yeryüzünde çalışır çabalar , orayı bozmak , ekini , soyu sopu helak etmek için uğraşır . Allah ' sa fesadı sevmez .
    « وإذا تولى » انصرف عنك « سعى » مشى « في الأرض ليفسد فيها ويهلك الحرث والنسل » من جملة الفساد « والله لا يحب الفساد » أي لا يرضى به .
  • İşte şu ülkeler ; zulmettikleri zaman onları helak ettik . Onları helak etmek için de belli bir zaman tayin etmiştik .
    « وتلك القرى » أي أهلها كعاد وثمود وغيرهما « أهلكناهم لما ظلموا » كفروا « وجعلنا لمهلكهم » لإهلاكهم وفي قراءة بفتح الميم أي لهلاكهم « موعدا » .
  • Biz ondan sonra , onun milletini helak etmek için üzerlerine gökten herhangi bir ordu indirmedik ve indirecek de değildik .
    « وما » نافية « أنزلنا على قومه » أي حبيب « من بعده » بعد موته « من جند من السماء » أي ملائكة لإهلاكهم « وما كنا منزلين » ملائكة لإهلاك أحد .
  • İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak , ekini ve nesli helak etmek için koşar . Allah ise bozgunculuğu sevmez .
    « وإذا تولى » انصرف عنك « سعى » مشى « في الأرض ليفسد فيها ويهلك الحرث والنسل » من جملة الفساد « والله لا يحب الفساد » أي لا يرضى به .
  • İşte şu kentler de zulmetmeğe başlayınca onları helak ettik . Onları helak etmek için de bir süre belirlemiştik .
    وتلك القرى القريبة منكم -كقرى قوم هود وصالح ولوط وشعيب- أهلكناها حين ظلم أهلها بالكفر ، وجعلنا لهلاكهم ميقاتًا وأجلا حين بلغوه جاءهم العذاب فأهلكهم الله به .