Examples
  • Hapşırmaktan yorulduk.
    نحن متعبون من العطس.
  • - Ben hapşırmak zorunda. - Ne?
    .أشعر بحاجة إلى العطس - ماذا؟ -
  • Ben hapşırmak zorunda.
    .أشعر بحاجة إلى العطس
  • Odanın her tarafına öksürmek ve hapşırmakla meşgul.
    كانت تنشر سعالها وعطاسها بكل الأنحاء
  • Odanın her tarafına öksürmek ve hapşırmakla meşgul. Hadi ya.
    ضع يديك خلف رأسك واجث على ركبتيك
  • Gözlerini kapatma. Olanaksız Gözlerini açık olup olmadığını hapşırmak.
    .لا تغلق عينيك .لَن تعطس إن كانت عيناك مفتوحة
  • Senin için hapşırmak ve kulak kaşımak tek manaya gelir.
    الشيء الوحيد الذي يَجْعلُك عُطاسَ ويَخْدشُ أذنَكَ
  • Aslında bir şekilde idare ediyordum... ...ama bu sabah... ...hapşırmak gibi bir hata yaptım.
    ولقد نجحت بتجاهله ولكن هذا الصباح لقد ارتكبتُ خطأً حين قمت بالعطس
  • Ağlamak, sızlanmak, gülmek... ...kikirdemek, hapşırmak, kusmak ya da gaz çıkarmak yasak.
    أنتُم لن تَبكُون , أو تقُولون لِماذا ؟ .أو تَضحكُون أو تَقُومون بإزعاجيّ , أو العطس ..... أو العطس أو