Examples
  • Öncelikle, kraliyet armasını gasp etmekten.
    أولا, لاغتصابه الأسلحة الملكيه
  • Saldırı, ruhsatsız silah kullanmak ve gasp etmek.
    بتهم الاعتداء بسلاح نقل اسلحة ابتزاز
  • Başka birisinin yerini gasp etmek istemiyorum.
    أمتأكد أنك لن تكون أكثر راحة في المكتب ؟
  • Öyle, doğru, Bayan Hughes... ...ve otoritenizi gasp etmek niyetinde değilim.
    "بالتأكيد، هي كذلك "سيدة هيوز وليس لدي أي نية لإغتصاب سُلطتكِ
  • Bir hiç uğruna gasp etmek demezler buna, Ben.
    لا يسمونها اختطاف هباءاً
  • Bir hiç uğruna gasp etmek demezler buna, Ben.
    إنهم لا يسمون ذلك "عملية .(إختطاف" عبثاً يا (بن
  • Crixus'la arenada karşılaşmak için... ...Doctore'ye karşı gelip ve Gnaeus'u gasp etmek için dolap çevirdin.
    (تعصي (دوكتوري), وتتخطى (نايوس لتواجه (كريكسوس) في الساحة
  • Muhbirlerimin söylediklerine göre, Surrey ve yandaşlarının amacı,... ...konseyin tüm üyelerini öldürerek otoriteyi gasp etmek... ...ve Prens'in kontrolüne tek başlarına sahip olmakmış.
    مخبريني قالوا لي بأنه كان في نية ساري ورفاقه إغتصاب السلطة عن طريق قتل
  • Sen... Makamımı gasp etmekle kalmayıp... ...demiryolumu tehlikeye atıp... ...en kıymetli çalışanlarımdan birisi öldürdüğün halde... ...adalet uğruna bunu yaptığını iddia etme cüretini sergiliyorsun!
    لقد استوليتِ على سُلطتي، ووضعتي سكّتي الحديديّة ،في خطر، وقتلتِ أحد الموظّفين القيّمين لديّ