Examples
  • - Çıkartmak mı? - Vaktimiz yok.
    ليس لدينا وقت كافي
  • - Onu buradan çıkartmak istiyorum.
    أريد إخراجها من هنا يابولا
  • Misafirlerimi... ...balığa çıkartmak.
    واخذ النزلاء في جولات... لصيد الاسماك...
  • Misafirlerimi... ...balığa çıkartmak.
    ...أصحب نزلائى فى رحلات صيد الأسماك...
  • Misafirlerimi... ...balığa çıkartmak.
    و أعيد تصليحها
  • Af mı çıkartmak istiyordun?
    أكنت تريد الاعتراف؟
  • - Protezi çıkartmak zorundasın.
    عليك أن تنزع هذا القناع
  • Bir albüm çıkartmak istiyorum.
    أنا أريد قطع ألبوم، رجل.
  • Seni çıkartmak zorunda kaldık.
    نحن كان لا بُدَّ أنْ نُخرجَك.
  • hayatından beni çıkartmak istiyorsun
    تريديني خارج حياتكِ