Examples
  • - Bir çare bulmak lazım.
    لا أعرف ماذا أفعل معها- سنفكر في شيئ ما-
  • Yani dertlere çareler bulmak işte.
    أجل، و أن أجد العلاج
  • Bir çare bulmak için dünyayı gezdi.
    جاب العالم بحثاً عن علاج
  • Eskisi gibi yaşamak istemiyor. Çareyi bulmak istemiyor.
    لا يريد أن يعود لا يريد علاجاً
  • Bahar nezleme bir çare bulmak için.
    للعثور على شئ للحمّى الموسمية
  • Neden burada olduğunu açıklıyor, çare bulmak için.
    لذا هذا سبب تواجدك هنا تبحث عن علاج؟
  • Gizli barlar içki yönetmeliğine... ...çare bulmak için vardır.
    على حسب ذاكرتي، الحانات السرية مبنية على أيجاد طرق حول ترخيص المشروب
  • Tüm dünyadaki tıbbi kurumlar bir çare bulmak için birbiriyle yarışıyor.
    تتسابق المؤسسات الطبيه حول العالم لايجاد العلاج
  • - Bundan olduğunu söyledi çare bulmak için bir taşıyıcı gerek.
    .من أجلِ إيجاد الشفاءِ فنحنُ بِحاجه إلى ناقِل
  • Biz duvardan kaçıcaz onlara bir çare bulmak için.
    فنحنُ سنخترِق الجِدار .وسنُجبرهُم على إيجاد الدواء