-
Tam bir acuze!
بشكل عملى
-
Tam bir acuze!
عملياً، عجوز شمطاء
-
Sesimi yaşlandırmak için, yaşlı bir acuzenin kıkırdaması
...لتجعل صوتى كهلاً قرقرة الشمطاوات
-
Yalnız ( azabda ) kalacaklar arasında bulunan acuze bir kadın hariç .
« إلا عجوزا في الغابرين » أي الباقين في العذاب .
-
Yalnız ( azabda ) kalacaklar arasında bulunan acuze bir kadın hariç .
وإن عبدنا لوطًا اصطفيناه ، فجعلناه من المرسلين ، إذ نجيناه وأهله أجمعين من العذاب ، إلا عجوزًا هَرِمة ، هي زوجته ، هلكت مع الذين هلكوا من قومها لكفرها .
-
Hani perde muhabbetinden... ...başkasını bilmeyen, sıkıcı, bunak acuzenin tekiydi!
لكنها عجوز مملة وشمطاء التي لا تريد ان تتكلم الا عن الستائر , تتذكر ؟
-
-Sadece o değil, herkes böyle. Ağzımı açamıyorum çünkü bütün dünya bana bir acuzeymişim gibi bakıyor.
أعني أنني مارست الجنس لساعتين دون أن أصل لنهاية
-
Gemiciler buraya getirip bıraktıklarında, gözleri mosmor olmuş... ...hamile olan bir acuzeydi.
تلك الجنية الشريرة الزرقاء العينين قادها البحارة إلى هنا حبلى و تركوها