Examples
  • Demiştim, yaltaklanmak yok.
    -قلت لا للمجاملات -هذا هو الجانب السلبى
  • Krala yaltaklanmaktan bıktım.
    لقد سأمت من الخضوع وتقديم فروض الولاء للملك
  • Tek marifeti, Marilyn'e yaltaklanmak!
    (موهبتها الوحيده هى تجميل (مارلين
  • Yani İngilizce dersinde yaltaklanmaktan başka?
    أعني , غير التملق في صف اللغة الإنجليزية
  • Cevaplar var,yaltaklanmak yok. Neyden bahsettiğimi biliyorsun.
    للأجابه و ليس المجامله أنت تعرف على ماذا أرتكز
  • Yaltaklanmak gereksiz diye 3 kişiyle sınırlayacaktık ve...
    إعتقدتُ بأنّنا نُحدّدُه إلى 3 لأن نحن لَسنا بِحاجةٍ إلى كثيراً تَوَدُّد و. . .
  • - Benim işim çalışanlarıma yaltaklanmak mı... - Benim çalışanlarım.
    ..إنها وظيفتي أن أقود موظفيني - .موظفيني أنا -
  • Dans dansdır, Seçmenlere yaltaklanmak. Sadece, bu seferki tek bir seçmen.
    و لكن هذه المرة هناك مصوّت واحد فقط
  • Herhangi bir yeteneğin var mı? Yani, İngilizce dersinde yaltaklanmaktan başka?
    اعني أي شئ أخر غير الدروس المدرسية
  • Ben yaltaklanmak, onun bok yemek ve ona teşekkür zevk için.
    أنا أنحنى لهُ وأنظف قذارتة و أشكُرة على هذه النِعمه