-
Bay Barasa hoş ama hoşgörüsüz- boşanma yok.
السّيد (باراسا) كان لطيفاً، ولكنه صلب لن يطلق
-
Hoşgörüsüz kişiler dışında herkese tahammül edebilirim.
.سأتحمّل أي شخص، عدا الغير محتمل
-
Ne hoşgörüsü Omar...? O bir soyguncuydu...
نتحمل ماذا يا عمر ؟ كان لص
-
Yüzyılın hoşgörüsü ve konuşma özgürlüğümden vazgeçecek değilim.
لن أمضي قرون من الصبر لفعل ذلك وهذا هو قراري النهائي
-
Suçlular, toplumun hoşgörüsü sayesinde ayakta durur.
المجرمون يزدهرون إن كانت المجتمعان متسامحه
-
Suçlular, toplumun hoşgörüsü sayesinde ayakta durur.
المجرمون ينتشرون بسبب تسيب المجتمع
-
Saroyan. Bu ülke, din hoşgörüsü fikriyle kuruldu.
هذا البلد تأسس على .فكرة التسامح الديني
-
Onun kişiliğinden hoşlanıyorsun. Hoşgörüsüz olmasından hoşlanıyorsun.
أنت تحبّ شخصيّتها تحبّ الطريقة التي تتآمر بها
-
Evet, şey... hoşgörüsüz birisi olarak bilinirim.
أنا مشهورة بعصبيتي
-
Megan bu tarz konularda bazen hoşgörüsüz olabiliyor.
ميغان) تكون مُخيفة جداً في بعض الأحيان) .في هذه الأمور