Examples
  • Bilirsin öylesine sürüklenmek gibi.
    تعرفين، مثل الإنجراف أو شىء من هذا القبيل
  • Bir hatırayla sürüklenmek
    عندما أتذكّركِ
  • Buradan sürüklenmek istemiyorsan
    الا أذا كنت تريد ان تهرب من هنا
  • Seni sürüklenmekten kurtarır.
    .لتمنعك مِن العوم بعيداً
  • Oradan oraya sürüklenmekten bıktım.
    .لقد سئمت من كل هذا الدوران
  • Onu kucaklayarak uzaklara sürüklenmekten kurtulmuştum.
    إلا أن عناقها قد منعنى من الانجراف بعيداً عن الأنظار
  • - Yaptıklarımız... ...dünyayı kaosa sürüklenmekten kurtarıyor.
    ما نفعله يمنع العالم من السقوط في الفوضى
  • Peki şimdi sürüklenmek istediğimi söylesem?
    ماذا أذا أخبرتك أننى مستعد لهذا؟
  • İşimiz dünyayı kaosa sürüklenmekten kurtarmak.
    ما نفعله هو أننا نمنع العالم من السقوط في الفوضى
  • Bu çılgınca karmaşaya sürüklenmek istemiyorum.
    لاتكن مجنونا