Examples
  • Ailem üniversitenin pahalılığından bahsedip duruyor.
    لا ينفك والدي يتحدثان كم ستكلفنا الكليّة
  • Diyelimki ben yarı kalitede... ...ve iki kat pahalılıkta bir terapistim.
    دعيني أخبركِ فقط بأنني ذات كفؤ بالنصف و ضعف السعر عن معالج نفساني
  • Telefonun pahalılığı eşi olduğunu söylüyor kız arkadaşı değil.
    وعلى هاتف غالٍ تعني زوجة و ليست بصديقة
  • Çok fazla bir şey istemiyoruz. Yalnızca hayat pahalılığının gerektirdiği bir zam.
    طلبنا ليس كبيراً، نحن نريد فقط علاوة غلاء المعيشة البديهية
  • İnsanlar hayat pahalılığından korunabilmek için, para arzından yeterince para çektiklerinde, bir eşitsizlik meydana geliyor.
    .يصبح الناس منفصلين عن دينهم الأصلي و يحدث اختلال حيث يضطر الناس للتنافس على العمالة من أجل سحب ما يكفي من المال من التداول النقدي
  • - Hayır, anlamıyorsun. Yaptıkları tek şey sürekli hayat pahalılığını yükseltmek. 100, 200, 1000 yıl!
    لا ، أنتى لا تفهمين ، كل ما يفعلونه يرفعون الأسعار
  • İlaçların pahalılığından dolayı gerekli bakımdan... ...destekten mahrum kalan birçok aile olduğunu biliyorum... ...ama eğer biz bunu yasallaştırırsak... ...bu işi masrafların kısılması stratejisine götürür.
    الكثير من العائلات مضخمة بالتكاليف الطبية لكن إن تم تشريع هذا قد يؤدي إلى أمور أخرى أسوء
  • İlaçların pahalılığından dolayı gerekli bakımdan... ...destekten mahrum kalan birçok aile olduğunu biliyorum... ...ama eğer biz bunu yasallaştırırsak... ...bu işi masrafların kısılması stratejisine götürür.
    وأنا أعلم أن الكثير من الناس يعانون من سوء عدم تلقي المساعدة والدعم الكثير من الأسر تعاني من تكلفة النفقات الطبية لكن أصبح هذا مشروعاً يمكن أن يكون ..استراتيجية سهله لخفض التكاليف
  • İlaçların pahalılığından dolayı gerekli bakımdan... ...destekten mahrum kalan birçok aile olduğunu biliyorum... ...ama eğer biz bunu yasallaştırırsak... ...bu işi masrafların kısılması stratejisine götürür.
    وأنا أعلم أن الكثير من الناس يعانون من سوء عدم تلقي المساعدة والدعم الكثير من الأسر تعاني من تكلفة النفقات الطبية لكن أصبح هذا مشروعاً يمكن أن يكون ..استراتيجية سهله لخفض التكاليف