-
Arabayı havalandırmak zorundaydık.
وجب أن نهوّي السيارة
-
İkizleri arada havalandırmak lazım.
ماذا إذاً ؟ الفتيات تحتجن للتنفّس
-
Biraz havalandırmak gerekebilir.
قد تحتاج إلى بعض التهوية
-
İkizleri arada havalandırmak lazım.
ماذا إذاً؟ الفتيات تحتجن للتنفس
-
Tamam, burayı biraz havalandırmak gerek.
حسناً، علينا أن نترك هذا المكان .يتهوى بأي حال
-
Nefes alırım. Havalandırmaktaki gibi. Aslen Latince'den türemiş.
كما فى " أفصح " ، وأصل الكلمة " من المعنى اللاتيني " أروح
-
Kasanı havalandırmak için iyi bir yol.
نعم , أنها فكرة جيدة لكي تبقي القبو مفتوحاً
-
İçerisini havalandırmak için pencereleri bugün açalım.
يجب أن نفتح النافذة في ...غرفة الدراسة اليوم .لنسمح للهواء بالدخول
-
Atıştan 12 dakika sonra, helikopterleri havalandırmak için uğraşıyorlardı.
بعد 12 دقيقه من اطلاق النار كانوا يحاولوا تشغيل طائرتهم
-
Beni oyalamıyorsun, değil mi, hayatım? Bu şeyi kendin havalandırmak istiyorsan, buyur havalandır. Bana öğretmeye ne dersin?
أنتِ لا تقومين بالمماطلة عزيزتي، صحيح؟ - إذا أردت قيادة هذا الشيء، تفضل -