Examples
  • "acının anlamsızlığıdır."
    لكن حماقة المعاناة
  • Zulüm, manipülasyon... anlamsızlık.
    القسوة، المعالجة عدم وجود معنى
  • Sen olmanın anlamsızlığı.
    السخافة في كونك ما أنت عليه
  • tamamıyla anlamsızlık dolu.
    أعتقد أنه بلا معناه مقدّس
  • Binlerce gecenin anlamsızlığı bu
    على شحن ألف من نظارات الرؤية الليلية؟
  • İşteki tüm anlamsızlıklarla.
    بكل هذا العمل بلا داعي
  • - Anlamsızlık değil, tasarlanmış.
    .(ذلك لم يكن عبثاً (طوني .كل ذلك مخطط له
  • Zulüm, manipülasyon, anlamsızlık.
    القسوة، المعالجة عدم وجود معنى
  • - Fakat, Philip... - Abartılı bir anlamsızlık.
    . . .لكن، فيليب - .انه مليء بالهراءَ -
  • İşlerinin anlamsızlığı, güç sahibi olmayışından.
    و عقم أعمالهن