Examples
  • Bu yaşta bu bitkinlik.
    متعب بالنسبة لشاب
  • Bitkinliğimden faydalanıyorsun, ha.
    تحاول القبض على الفائز؟
  • Bitkinlikten de ölebilirsin.
    حسنا ربما تموت من الإرهاق
  • Halsizlik ve bitkinlik çekiyorum.
    إنّني أعاني من التعب والوهن
  • Fiziksel bitkinlik, nöbet geçirme...
    ...الإرهاق، نوبات صرع
  • Savaşın bitkinliği tabii.
    أعياء القتال بالتأكيد
  • Geri çekilmenin verdiği bitkinlik.
    أعياء التراجع
  • Bitkinlik veya kilo artışı yok.
    لا إجهاد ولا زيادة بالوزن
  • Bu bitkinlik triplerinden bıktım usandım.
    لقد سئمت من تصرفاتكِ المتعبه
  • Hastalık anlaşılan beraberinde bitkinlik getirdi.
    المرض أنهكه تماماً