Examples
  • Seni de sürüklemek istemiyorum.
    ولا أريد أن أجرك معي
  • - Zaman kaybı. - Sürüklemek.
    ألتقاط الفراشات
  • Bizi sürüklemek için, beni sürüklemek için ateşe bile gerek duymaz.
    ولا يحتاج النار ليوقِع بك وبي
  • Belki de ayaklarını sürüklemekten olmuştur.
    ألا يمكنكِ أن تأتي أبداً؟
  • Seni bunun içine sürüklemek istememiştim.
    لم اقصد استدراجك في ذلك
  • Toprak kayması otobüsü sürüklemekle kalmadı .
    هذا المنحدر الصخري راح ضحاياه الكثير
  • Seni de peşimden sürüklemek istemem.
    الله) يعلم أنّى لا أريد سحبكِ للأسفل معى)
  • Evi de peşimden sürüklemek istemem.
    لا أريد أن أسحب المنزل ورائى دائماً
  • Toprak kayması otobüsü sürüklemekle kalmadı.
    الممر الصخرى بالكاد يأخذ حافلتيـن
  • Seni de onlara sürüklemek istemiyorum.
    لا اريد جرك لتلك الاشياء