-
- Ne? - Dispanser.
ماذا؟- الصيدلية-
-
-Ne? -Dispanser.
ماذا ؟ - الصيدلية -
-
Direkt dağıtımlı bira dispanseri.
خزانة من البيرة
-
Dispanserdeki adam öyle dedi.
هذا ما قاله الرجل في مستوصف
-
Gelecek dispanserlerde değil.
لقد كانت مدرّسة دينية المستقبل ليس في المستوصفات
-
Çevredeki pek çok dispanserde bulabilirsin.
حسنا, هناك عدد من الصيدليات في المنطقة
-
Şu an satışlar dispanserlerde yapılıyor.
حالياً المبيعات تكمن في المستوصفات
-
Biri dispanserden kucak dolusu ilaç yürütmüş.
أحدهم أخذ كمية من الأدوية
-
Kaptan Jackson. Dispanserden haber geldi, efendim.
كابتن جاكسون,هناك أخبار من المستوصف,سيدي
-
Dispanserden haberler gelmeye başladı. Londra'dan da.
لقد وصلت أخبار من المستوصف و من مشفى لندن أيضا