-
Varsaymak istemiyorum.
،أنا لا أريد الإفتراض أريد أن أعرف
-
Öğrenemeyeceğimi varsaymak adaletsizce olur.
يبدو غير عادل إفتراض أننى لن أكون قادرا على التعلّم.
-
Silahın dolu olduğunu varsaymak.
دائمآ توقعوا ان كل سلاح محشي
-
- Böyle varsaymak zorundayız.
.علينا أن نفترض ذلك
-
Çeşitli hislerle varsaymak.
من خلال افتراض الدوافع المختلفه
-
Randevuda olduğunuzu varsaymak aptalca değil.
ليس من الجنون أنتي تكوني منشغلة في موعد
-
Haklısın, randevuda olabileceğimi varsaymak mümkün.
أنتي محقة, من المحتمل أنني كنت في الخارج في موعد
-
Varsaymak istemedim... Neler oluyor Rebecca?
لدينا مذكرة لتفتيش شقتك
-
Öğrenemeyeceğimi varsaymak bana haksızlık oluyor.
من الظلم افتراض أني لن أكون قادر على التعلم
-
Devre dışı kaldıklarını varsaymak durumundayız.
وسنفترض انهم لم ينجحو