Examples
  • Tefsir bölümünde görevliydim diyelim.
    أنا جاهز من ناحية المحتوى
  • Bu noktada Thoreau'dan bir tefsir yapacağım.
    الجمله تعيد صياغة نفسها.
  • Orta Dünya'da o haritayı tefsir edebilecek zatlar nadir bulunur.
    ... أنت الآن مع أحد القلائل في الأرض الوسطى
  • Orta Dünya'da o haritayı tefsir edebilecek nadir zatlardan birinin huzurundasın şu an.
    أنت تجلس هنا في حضرة واحد من القلائل الذين يمكنهم قراءة خريطتك
  • Sadece aslına uygun tefsiri değil, dini inanca aşırı tutucu bir yaklaşım da, ...benim için kabul etmesi kolay bir şey değil.
    من الصعب علىّ قبول ليس فقط التفسير الحرفى للكتاب ولكن المفهوم الأُصولى للمعتقدات الدينية
  • Hem onlar sana karsi herhangi bir mesel ile gelmezler ki, biz sana (onun karsiliginda) dogrusunu ve tefsirin daha güzelini getirmis olmayalim.
    ولا يأتونك بمثل إلا جئناك بالحق وأحسن تفسيرا
  • Hem onlar sana karşı herhangi bir mesel ile gelmezler ki , biz sana ( onun karşılığında ) doğrusunu ve tefsirin daha güzelini getirmiş olmayalım .
    « ولا يأتونك بمثل » في إبطال أمرك « إلا جئناك بالحق » الدافع له « وأحسن تفسيرا » بيانا .
  • Hem onlar sana karşı herhangi bir mesel ile gelmezler ki , biz sana ( onun karşılığında ) doğrusunu ve tefsirin daha güzelini getirmiş olmayalım .
    ولا يأتيك - أيها الرسول - المشركون بحجة أو شبهة إلا جئناك بالجواب الحق وبأحسن بيان له .
  • Sadece aslına uygun tefsiri değil, dini inanca aşırı tutucu bir yaklaşım da benim için kabul etmesi kolay bir şey değil. bir tür müsibet. kendini bilim olarak sunuyor ama değil.
    من الصعب علىّ قبول ليس فقط التفسير الحرفى للكتاب ولكن المفهوم الأُصولى للمعتقدات الدينية
  • Süphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacagiz. Ve onlar da mutlaka bize döndürüleceklerdir. {*} Iste budur, ta besikten tekrar dirilmesine kadar öyle dogan ve o sözleri söyleyen bir kuldur. {*} Hakk (olan Allah)in bildirdigine göre Meryem'in oglu Isa {*} ki hakkinda tartisip duruyorlar. Görülüyor ki sûrenin basindan beri ve buradan da sonuna kadar âyetler, hep elif fâsilasiyla biterken, sûrenin bu bölümünde yalniz yedi âyet 'Nûn ve Mim' fâsilasiyla islenmis bir çerçeve içine alinmistir. Bu da gösterir ki bu âyetler, bu sûrenin asil maksadini anlatan karar mahiyetindeki âyetlerdir ki, basta Allah'a çocuk isnadini {*} 'Allah'in çocuk edinmesi hiçbir zaman olur sey degildir. O'nu tenzih ederiz.' âyetiyle reddedip Allah'i tenzih etmekte ve Isa'nin dilinden de {*} 'Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk ediniz. Iste bu dogru bir yoldur.' demek suretiyle tevhide davet etmektedir. Bu âyet, ta yukaridaki {*} 'Ben Allah'in kuluyum.' (19/30) cümlesine atfedilmistir. Dolayisiyla {*} 'Allah, benim Rabbimdir, dedi' demek olup Isa'nin konusmasinin bir devamidir (Âl-i Imran Sûresi'nde geçen benzeri âyetin tefsirine de bkz: 3/51). Eldeki Incillerde de kendisine yer verilen bu söz, onun peygamberliginde, davetinin özünü teskil ettigi ve tevhid inancini net bir sekilde ifade ettigi için, burada tekrar sözkonusu yapilmistir. {*} Sonra firkalar kendi aralarinda ihtilafa düstüler. Yahudiler bir türlü söyledi. Hiristiyanlarin kendi firkalari da degisik tartismalarin içine girdiler; bir kismi Allah'in oglu dediler, bir kismi da Allah'in kendisidir, yere indi sonra göge çikti dediler; diger bir kismi ise üçün biri dediler. Saglam bir grup da Allah'in kulu ve peygamberi oldugunu tasdik ettiler. {*} 'Vay haline o küfreden kimselerin!{*}'
    إنا نحن نرث الأرض ومن عليها وإلينا يرجعون