-
Tıkamak mı?
أسد مـ ... ـاذا ؟
-
"Kaldırımı tıkamak"la suçladılar.
وكانت تهمتهم هي أنهم كانو يتمشون في الشوارع
-
Ağzımı tıkamak ister misin?
الن تكعمنى؟
-
Canımıza ot tıkamak istediklerini söylemiştim.
.أخبرتك أنهم قادمون من أجلنا
-
Bütün yapman gereken "kulaklarını tıkamak" olmalı.
كُلّ وَصلتَ إلى الرأي "earmuffs" إليه.
-
Yolunu tıkamak istemem. Senin gençlere ihtiyacın var.
،لست أريد إعتراض طريقك تلزمك دماء جديدة
-
Tamam, bu şeyi tıkamak için ağzına yerleştireceğiz.
حسناً, سندس تلك القطعة فى فمك
-
Oysa, Kagemitsu... ..bir kişi yolunu tıkamaktadır.
،(على أية حال يا (كاجيميتسو هناك شخص واحد يقف في طريقَك
-
- Hallet şu işi. - Belki kulaklarını tıkamak istersin.
خلصنى من هذا - ربما يجب أن تسد أذنك -
-
Bütün yapman gereken "kulaklarını tıkamak" olmalı.
دائماٌ تقول ذلك أمامه