Examples
  • Tımara başlamalısın.
    من الأفضل أن تلبس ملابسك
  • Ben Sonya'yı tımar edeceğim.
    (سأنظّف (سونيا
  • Artie, tımar şurada. - Dönüştürülmüş.
    "أرتي هناك "إقطاعية
  • - Annen nerede? - Bilmiyorum. Tımar...
    أين أمّكَ؟ - ...لا أعلم -
  • Atları tımar etmek, ahırı temizlemek...
    كما تعرفين، تنظيف الروث ...والعناية بالخيول
  • Sonra tımar edip beslemen gerek.
    .ثمّ تمسحه بالفرشاة، تطعمه
  • Ahıra gidip Blue Jeans'i tımar etmekten bahsediyordu.
    لقد قالت شيئاً ما حول الخروج .(إلى الحضيرة و تنظيف (بلو جينز
  • Sadece en iyileri tımar ederim, efendim.
    أسمح للأفضل فقط بوضع جياده
  • Sadece en iyileri tımar ederim, efendim.
    أحسن من يدلك عليه يا سيدي
  • Örümcek maymunları gibi birbirlerini tımar ediyorlardı.
    تَهَيُّأ بعضهم البعض مثل قرودِ العنكبوتِ.