Examples
  • Paniğe kapılmak istememiştim. Sadece...
    -- لم أقصد الذعر . كنت فقط
  • Paniğe kapılmak işe yaramaz, Sophie.
    " ليس هنالك ما يقلق " صوفيا
  • Paniğe kapılmak için bir neden olmadığına eminim.
    حسنا أنا متأكد جدا أنه لا داعى للقلق
  • Peki ya sen? Asansörde paniğe kapılmak dışında ne yaparsın?
    ماذا بشأنك؟ ماذا تعملين، بعيداً عن الهلع في المصاعد؟
  • Ama, elbette, paniğe kapılmaktan kaçınmak için bu tahminler yalan söylerler.
    لكن طبعاً كل تلك التوقعات هي أكاذيب لمنع الذعر
  • Bu tabii ki çok ciddi ve yüksek önlem... ...alınmasını gerektiren bir durum ama... ...paniğe kapılmak yersiz olur.
    من الواضح انه يوجد اهتمامات وحالة طوارئ في الولاية ولكن هذا ليس اهتمام
  • - Oh, Tanrım! - tamam, şimdi, henüz paniğe kapılmak için bir neden yok, ama açıkçası bütün aileyi bilgilendirmek istedik.
    ! يإلهي - حسناً ، الآن - ليس هناك سبب لـ الإنزعاج فقط حتى الآن لكن من الواضح ، أردنا أعلام أسرتها