Examples
  • Kendimi çok matah zannediyordum.
    كنت غبى
  • Kendilerini bir matah sanıyorlar.
    يجلسون وكأنهم ذوي قيمة
  • ...hiç matah bir şey değil.
    .شيء مروع
  • Avukatları çok matah görüyorsun sanırım.
    لا علاقة لهذا بالمحامين
  • Yani, çok da matah değiller.
    اعني هم ليسوا تماما مثل سوبرماركت (وول مارت)ا
  • Göreceksin, matah bir şey değil.
    أنت سَتَرى، هو كَانَ لا شيء مهمَ.
  • Pek matah bir şey yok.
    خيارات بسيطة، صحيح؟
  • Doğru hatırlıyorsam sen de pek matah değildin.
    حسناً إذا كنت أذكر بشكل صحيح كنت مغروراً بنفسك
  • Matah bir şey olmayabilir ama evim sonuçta.
    قد لايكون كبيراً لكنهُ منزلي
  • Pek matah bir şey değil ama...
    ...هذا ليس بالكتاب الرائع، ولكن