New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
Examples
-
Kırmızı gözlerle kıkırdamak yok.لن أوافق على عرضكم بأعينٌ حمراء و ضحك
-
Çoğu kişi kıkırdamaktan kendini alamadı.الكثير منهم كان يضحك
-
Pembe panjur istiyorum. Yastık kavgası istiyorum. Gıdıklamak ve kıkırdamak istiyorum.أريد قتال " الكاتشب " والدغدغة والضحك
-
Şu arkadaşımdan bahsederken... ...başka... ...kıkırdamak isteyen var mı... ...Azmanyus... ...Sikus?...هل من أحد غيره يرغب في الضحك عندما أذكر أسم صديقي
-
Evet, ahbap, neye gülüyorsun sen? Kıkırdamaktan yemeğini yiyemedin, ha?حسنا يا رفيق، الضحك وتناول الطعام سيئ أليس كذلك؟
-
İkimizde, biz konuşur konuşmaz dedikodu yapıp kıkırdamak için Stacy'ye gittiğini biliyoruz.كلانا يعرف أنك هرعت إلى ستايسي) بعد حديثنا) كي تدردش معها
-
- Bal gibi öyleyim! - Kilisede bir derse girmiştin... ...ve kıkırdamaktan dışarı atmışlardı.! أنا كذلك- حضرتي درس الإسعافات الأولية في قاعة الكنيسة