Examples
  • Başbakan, karabulutlar çökmeye başlıyor.
    ،يا رئيس الوزراء غيوم عاصفية تتجمع في السماء
  • Karabulutların dağılması gerekiyordu.
    طبول الحرب كان من المفترض ان تتوقف
  • Karabulutların dağılmasını bekliyordum.
    كنت منتظره أن تهدأ العاصفه وتمر وتنتهى
  • Bu karabulut her zaman Hurley'nin üzerinde dolanıyordu,
    ، كان هيرلي دائماً وكأن هناك غمامة على رأسه
  • Şu anda burada küçük bir karabulut oldu sanki.
    أصبح الجو ضبابياً هنا