New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
Examples
-
İş imkanları yaratıyorsun, şirketleri kurtarıyorsun.أنت تصنع الوظائف تنقذ الشركات
-
Üstelik kendi iş imkanlarını yaratacak.(ماديسون سكوير جاردن) هي طريقنا نحو العالم الواسع
-
- İkiyüzlü gibi görünürüm. - İş imkanlarına ihtiyacın var.سأصبح منافقا- تحتاج للوظائف-
-
O bina, 1000 kişiye, çok ihtiyaçları olan iş imkanları sunacak.سيتسبب هذا المجمع في توفير ألف وظيفة عمل
-
Dünyanın başka hiçbir yerinde... ...Irak'taki gibi... ...yeni iş imkanları yok.عقد الصفقات، وإدارة أعمال جديدة مثلما هى الفرص الموجودة في العراق
-
Bu iş imkanını bana verdiğiniz için tekrar teşekkür ederim.مرة أخرى، شكراً جزيلاً .لهذه الفرصة
-
Ayrıca ekonomiyi güçlendirip yeni iş imkanları... ...sağlayacağından da eminler.ويعتقدون أنّه سيجد طرقاً لتحسين .حالة الاقتصاد وخلق فرص عمل جديدة
-
Uzmanlar bu sayede yine iş imkanlarının doğacağı... ...yorumunu yapıyorlar.وأعلنت اليوم هيئة العمال أن ذلك سيوفر 275 ألف فرصة عمل
-
Bak, haklısın. Yeni bir mağaza yeni iş imkanları sağlar,tamam ..أترى، وأنت مُحق متجر جديد سيُقدّم وظائف جديدة، حسناً؟
-
"Peki, yani ventrolokluk- diğer bütün iş imkanlarını değerlendirdiniz mi?"وهل استنفذت كل احتمالية أخرى لتجد وظيفة حقيقية