New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
Examples
-
İspat etmek mi?إمتلاك برهان. . .
-
İspat etmek zorunda değildiniz.لم تضطري للشهادة
-
İspat etmek için zahmete giremem..لن أزعج نفسي بإثبات ذلك
-
Suçsuzluğumu ispat etmek için sana ihtiyacım varأحتاجك لتثبت برائتي
-
İspat etmek için yetkili olarak beni gönderdiler.يريدون ذلك
-
Hiçbir şey ispat etmek zorunda değilsin.ليس عليك أن تثبت أى شىء
-
Tüm hayatımı, yanıldığını ispat etmek için geçirdim.امضيت حياتي كلها جاهدة لاثبت له انه خاطئ
-
Edward beni sevdiğini ispat etmek zorundasın. Nasıl?على (إدوارد) أن يثبت إنه يحبني - كيف؟ -
-
Tek isteğim, kendimi sana ispat etmekti.كلُّ ما أردتُهُ هو أن أُثبِت نفسي
-
Kendimi kimseye ispat etmek zorunda değilim..لست في حاجة لإثبات نفسي لأي شخص