New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
Examples
-
Bakalım. "Halsizlik, ateş, kırgınlık".لحبِّ سيدتِنا جوادالوب، ذلك a تخمير رفيع.
-
Halsizlik. Baban onunla ilgileniyor.شَعرَ بالإغماء. أَبّكَ يَعتني به.
-
Halsizlik ve bitkinlik çekiyorum.إنّني أعاني من التعب والوهن
-
O halde, halsizlikten ölüyorum.حسناً إذاً أنا أموت من الشعور بالضيق
-
Tehlike görüyorum... halsizlik ve hastalık....أرى الخطر الوهن والمرض
-
Başağrısı, halsizlik, ağız kuruluğu, ateş.الصداع، والضعف.. والفم الجاف.. والحمى
-
Halsizlik ve şaşkınlığın yakında geçer.يقولون لى أن الضعف والآرباك سيزولان قريبا
-
Halsizliğim var. Sürekli kilo alıyorum.انا ضعيف جدا لقد اكتسبت المزيد من الوزن
-
Sancı, mide bulantısı,ağrı kanama ve halsizlik.تلت بالنوبات الحادّة من الإمساك، تقيّأ، ورم نزيف وضعف تقدمّي
-
Bunların sayesinde eklem ağrım ve halsizliğim var.ألم مفاصل وإرهاق... بفضل هذين