Examples
  • Demeç vermek yok.
    ! لا خطابات
  • Söylediğim gibi: Demeç vermek yok.
    كما وعدتكم، لا خطاب - 2009 -
  • Senatör, müvekkilim komisyonunuza bir demeç vermek istiyor.
    حضرة السيناتور, موكلى يود قراءة تصريح أمام اللجنة
  • Demeç vermek yok. Sadece "Teşekkür ederim".
    ...لن ألقي أى خطب، فقط أود أن أشكركم
  • Şimdi taleplerinizle ilgili demeç vermek istiyorsunuz. Ülke hakkında, savaş hakkında.
    والآن، تريد إثبات وجهة نظرك بمطالبك حول البلاد، حول الحرب
  • - Tamam. Anna göründü. Şu an demeç vermek için Mike'a yaklaşıyor.
    ها هي (آنا)، تقترب من الميكرفون للإدلاء بتصريح، فلنستمع
  • Djler istedi diye insanlara demeç vermekten de nefret ederim.
    أكره المذيعين الذين يقدمون نصيحة رخيصة لم يطلبها منه أحد
  • Demeç vermek için tuhaf bir zaman ama... ...senatör, mesajının daha etkili olabileceğini söylüyor.
    وهو وقت غير عادي ل في مؤتمر صحفي... ... ولكن عضو الكونغرس يشعر سوف تهويل رسالته.
  • E, tabi ki, her hangi bir demeç vermek için çok erken, ama belirttiğiniz bir noktayı düzeltmek isterim.
    انه لمن المبكر جدا بالنسبة لنا أن ندلى بأى بيان لكنى أريد أن أصحح لك نقطه أنت أثرتيها