New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
ضَرَبَ {[ضَرْبًا]}
Examples
-
Bağlayıp dayak atmak yok mu?لا مزيد من الضرب و الإستعراض ؟ . . . عمدة البلدة لا يريد
-
Yargıcın biri, tecavüzden ve dayak atmaktan suçlu.القاضي مذنب لقد ضرب واغتصب امرأة.
-
Sen ne istiyorsun? Dayak atmak mı?عن ماذا تبحث؟ نهايتك؟
-
Benim toplumuma... ...dayak atmak dışında uğramıyorsunuz.منذ فترة طويلة ماعدا لضرب الناس
-
Benim görevim esasen dayak atmak ile ilgiliydi..و أنا كنت مسئول عن ضربك
-
Ricky Brown sana dayak atmak isteyebilir."كان من الممكن أن يضربك "ريكى براون . أو أى شىء آخر
-
Siyahiler 'Çürük bir sopayla sağlam bir dayak atmak' der buna."يضربا ضرباً مباشراً" كما يقول الشعب الملون
-
Kasıtsız cinayete teşebbüsten ya da... ...bir tanığın önünde dayak atmaktan.علي عدم تطوعك في القتل غير المتعمد
-
İlk defa dayak atmak zorunda kalmadan birine söyletebildim şu ismi.اكره .. عندما تعاملينني مثل طفل غير ناضج
-
Orospu çocuklarına iyi bir "vampir dayağı" atmak için bekliyorum.وكنت أتهيأ لكي أفتح أبواب الجحيم ...على مصراعيها على مصاصي الدماء .الذين أبغضهم