Examples
  • Caymak yok.
    . مهلا , لا وعود
  • Caymak yok, biliyor musun?
    لا عواطف
  • Kuşkuluyum... ...ama caymak yok.
    هذا مريب. . . لكنّي لن أتخلف
  • İfadenden caymak zorundasın, Otto.
    " عليك تغيير أقوالك " أوتو
  • Yayınlatamadım. Caymak üzereyken stüdyodan aradılar.
    لم أستطيع نشرها، وكنت على وشك الاستسلام، حين تلقيت مكالمة من الاستوديو
  • "Caymak" ağır bir kelime, Jim.
    العودة إلي" إنها كلمة قوية
  • Bu işten caymakta utanılacak bir şey yok.
    .لا عار في الانسحاب
  • Caymak istesem bile bana aldırış etme.
    لكن مهما يحدث لاتتراجع ابدا
  • Herkes burada gibi millet. - Caymak üzereyim.
    يبدو أنه لدينا مكان ممتلئ
  • Bir kere evet dedi mi, caymak yok.
    .إذا قلت نعم، فلا مجال للعودة