New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
Examples
-
Başkan Bush'un emirleri. Ateşkes anlaşmasının maddeleri.!بأمر مِنْ الرّئيسِ بوش .جزء إتفاقيةِ وقف إطلاق النارَ
-
Onlar Moskova'nın bu anlaşmanın maddelerine uymadığımız düşüncesinde olduğunu biliyorlar.وهم يعرفون أن هناك .."(شعور في "(موسكو بأننا لم نحافظ على الجزء المتعلق بنا من الصفقة
-
Biz jakuziye gireceğiz. Anlaşma maddeleri ile ilgili konuşmamız gerekiyor.سنأخذ حمام ساخن - علينا معاينة بنوذ العقد -
-
Arkadaşlık anlaşmamızın Skynet maddesini hatırlatıyorum.أطالب بتنفيذ بند "السكاي نت" من اتفاقية صداقتنا
-
Bu maddeyi anlaşmada görmedim.لم أر ذلك في عقد البيع
-
Teknoloji paylaşımını içeren anlaşmadaki bir madde.(والرئيس (سوفاروف هناك بند يخص تبادل التكنولوجيا
-
Anlaşmamızın temel maddelerinden değil miydi bu?أليس هذا كان السبب وراء عمل هذا الإتفاق بيننا منذ البداية؟
-
Öyle ki, son dileğin bir anlaşma bozma maddesine giriyor. - Ne?لقد أبطلت أمنيتك الأخيرة الصفقة الصفقة ... ماذا ؟
-
Diplomatik bir çanta... ...Viyana Anlaşmasının 27. maddesine göre korunma altında.انها حقيبه دبلوماسيه المحميه تحت الماده 27 من اتفاقية فينا
-
O ve ben özel maddelerde anlaşma sağladık.كان بيننا وفاق تام